Yaşamın belli dönemlerinde zaman zaman kaygı/korku yaşarız. Bu kaygı/korkular bazen içinde bulunduğumuz yaş dönemi itibariyle o döneme özgü kaygı/korkular olabilmektedir. Örneğin, çok küçük yaş grubunun yabancılardan korkmaya başladıklarında annelerinden ayrılmaya dayanamadıklarını; biraz büyüyünce karanlıktan korkmaya başladıklarını; özellikle 4-5 yaş civarında neredeyse tüm çocukların canavarlardan korkmaya başladıklarını biliriz.
Fakat bazen çocukların yaşadıkları kaygı ve korkular onlar için gerçekten sıkıntı verici bir hal alabilir. Akademik başarıyı olumsuz yönde etkilemeye başlayabilir. Ebeveyninden ayrılmakta çok ciddi şekilde zorlanabilir. Sosyal etkileşim gerektiren ortamlardan kaçınmaya başlamış olabilir... Yaşadıkları bazı kaygı ve korkular son derece anlaşılır olabileceği gibi bazıları da ebeveynleri tarafından bile anlaşılamayacak kadar karmaşık olabilir.
Peki çocuk ve ergenlerde en sık görülen korku/kaygılar nelerdir?
1)AYRILMA KAYGISI: Çocuğun evinden ya da ebeveyninden (bakım veren kişi kim ise) ayrılmaya karşı gösterdiği yaşına göre (gelişimsel dönemine göre) beklenenden çok daha fazla olan aşırı ve gerçek dışı korku/kaygı yaşaması durumudur. Bu çocuklar ebeveynlerinin başına kötü bir şey geleceğinden ya da bir daha onlara kavuşamayacağına ilişkin yoğun kaygı yaşarlar.
2)SOSYAL KAYGI (SOSYAL FOBİ): Çocuk ve ergenin yeni bir arkadaş edinmek, sözlü sınava girmek, sınıfta sorulan soruya cevap vermek, topluluk karşısında sunum yapmak gibi bir çok toplumsal bağlamda şiddetli kaygı yaşaması ve bu ortamlardan kaçınma davranışında bulunması durumudur. Araştırmalara göre çocuk/ergen döneminde sosyal fobinin en sık yaşandığı ortam ‘’okul’’ dur. Bu çocuklar sıkıntı yaşadığı sosyal durumla karşılaştığı zaman çarpıntı, titreme, terleme, mide bulantısı gibi bedensel sıkıntılar da yaşarlar.
3)YAYGIN KAYGI: Çocuğun çevresel olaylar ve tehlikelerle ilgili olabilecek en kötü sonucu düşünme eğiliminde olma hali. Bu çocuklar kendi gelecekleri, sağlıkları, başarıları, güvenlikleriyle birlikte başkalarının hayatı için de yoğun derecede kaygı yaşarlar. Bu çocuklarda sürekli olarak ‘’ya şöyle olursa, ya böyle olursa, ya başıma bir şey gelirse’’ gibi düşünceleri hakimdir.
4) ÖZGÜL KAYGI (BASİT FOBİ): Hayvan, böcek, yükseklik, gök gürültüsü, kan, iğne, asansör, köprü, kapalı yer, yüksek ses, özellikle küçük yaş gurubu için özel giysili masal kahramanları gibi bir çok özgül nesne ve duruma karşı çocuğun çok yoğun belirgin şekilde sürekli olarak korku halinde olması durumudur.
Çocuklarda kaygı konusunda okulöncesi dönem için oyun terapisi ile çalışırken ilköğretim dönemi için Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemini kullanmaktayım.
Bilişsel Davranışçı Terapi yönteminde çocuğa 4 temel beceriyi öğretmek hedeflenir:
Kaygı ve korku duygularını ve bu duygulara eşlik eden bedensel belirtileri fark etme.
Kaygı ve korku yaşarken aklından geçen olumsuz düşünceleri (iç konuşmalar) farketme ve bunları daha gerçekçi düşüncelerle (cesaretlendiren cümleler) değiştirmek.
Kaygı ve korku veren durumlarda problem çözme becerilerini kullanarak bir baş etme planı hazırlamak.
Yeni davranışlar deneme ve kendini ödüllendirme.
Tuğçe Taşdelen Türkmen
Uzman Psikolog